kişisel etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
kişisel etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

23 Nisan 2019 Salı



      İşte hobim Etamin kolye :) Meğer benim nakışa elim yatkınmış. Bir hevesle başladım yapar mıyım yapamaz mıyım derken şuan düşünüyorum da bir sürü yapıp hediye olarak vermişim sevdiklerime, bir kaç tanesini satmışım bile.
Yaparken hiç sıkılmıyorum, sürekli yeni daha değişik modeller yapabilir miyim diye düşünmekten kendimi alamıyorum. Bu dönemde, yoğunluğun arasında bana ilaç gibi geldi. İyi ki denemişim diyorum. Belki bana değişik fırsatlar açabilir kim bilir :) Hatta şöyle söyleyeyim bunlar daha başlangıç. Aklımda daha çanta yapmak, broş, küpe, anahtarlık var. Tek ihtiyacım olan şey boş zaman :)
      Öyle bir zaman gelecek ki bunları boş vaktimde değilde hobim için bir zaman ayıracağım. Hissediyorum.. :)










21 Mart 2019 Perşembe



        Çok uzun zaman olmuş blog sayfasına yazı eklemeyeli hatta yazı yazmayalı. Sanırım mutlu olmakla meşguldüm 😍 Evet daha önce hissetmediğim bir sürü duygu yaşadım, kısıtlı zamana fazlaca şey sığdırdım ve inanılmaz şekilde şans artık benden yana.. Kesinlikle hak ettiğimi düşünüyorum 😊 Mutlu olmak güzel şey, hak eden herkes tatsın bu duyguyu..

Peki bu sıralar ne mi yapıyorum? Okulum devam ediyor inşallah bu dönem bitecek ve mezun olacağım. Yeni bir hobi edindim ve hobim den yavaş yavaş para kazanmaya başladım. İlerleyen zamanlarda sizinle de paylaşacağım. Yaz tatilinde bölümümle alakalı staj yaptım ve ek bir işte çalıştım. İnanılmaz tecrübeler edindim. Güzel dostluklar kurdum. Uzaaak memleketlerden dostlar edindim. Konserler, piknikler derken doğaya yaklaştım. Şu sıralar temiz havayı içime çektiğimde, gökyüzü daha parlak, güneş daha sıcak görünüyor. Daha huzurluyum. Kalbim.. Kalbim ise hiç olmadığı kadar hızlı çarpıyor ❤

Teşekkür ederim.. Her şey için..

1 Kasım 2018 Perşembe



      Hani içinde bir şey vardır ya çözemediğin. Kelimelere dökmek istersin ama bir türlü doğru kelime çıkmaz ağzından. Mutlusundur ama içinde bir şey hep sana bir hüzün hatırlatır. Çözemediğin bir hüzün. Sanki şimdi mutlusun da sonrası ne bakalım der gibi. Tam duyguyu yaşamazsın. Kalbimin sesini duyamıyorum. Ne diyor acaba. Tam hissettiğim duygu ne. Bir kere duysam her şey yolunda mı?
      Yanlış yoldaysam eğer sadece fısılda.. Duyarım..

3 Temmuz 2018 Salı


      Düşünelim.. Bir olay olduğunda, başımıza iyi veya kötü bir şey geldiğinde sadece biraz düşünelim. Belki gerçekten de bir olayın bir sebebi vardır.  Hayat telaşesine o kadar kapılmışız ki düşünmeyi, sorgulamayı neredeyse unuttuk. Aslında her şeyi bir sebep sonuca bağlarsak o zaman yakınmayı bırakıp anlayabiliriz nedenini. Buradaki amaç her zaman nedenleri öğrenmek değil tabi ki de. Olayı anlarsak çözebiliriz bence neden bizim başımıza geldi diye. Geçmişimiz, içimizde ki niyet  ya da büyük sözlerimiz bize yardımcı olabilir. Yani demek istiyorum ki bir şey yaşıyorsak eğer belki de sorumlusu bizizdir. Neden hep yakınıp, şikayet edip duruyoruz ki. Biraz düşünsek buluruz bence sebebi.. Bulamıyor muyuz? O zaman vardır bunda da bir hayır. Körü körüne yaşamayalım, düşünelim, sorgulayalım.. En azından bunu becerebilelim.

27 Haziran 2018 Çarşamba


Duygular, duygularımız ne kadar da değişken. Bazen bir an'ımız diğer an'ımıza uymuyor. Bugün bizi üzen şey yarın mutlu edebiliyor. Dün karamsarken bugün mutluluktan havalara uçabiliyoruz. Biz her gün ne kadar çok şey yaşıyoruz. Bu gözler, kulaklar ne çok olaya şahit oluyor. Kalbimiz, aklımız hiç yorulmuyor mu bu yoğun karmaşaya. Gerçekten her şey bir gün de değişebiliyor. Her şey derken gerçekten her şey; biz ,olaylar, etrafımızdakiler, çevre, dünya, tüm evren... Gün geliyor bizi üzenin aslında bize bir ders verdiğini ya da mutluluğumuzun sahte olduğunu sonradan fark edebiliyoruz. Her işte bir hayır vardır diye boşa dememişler. Değişen duygular mı yoksa farkındalık mı bilmiyorum ama içinde bulunduğumuz iyi veya kötü durum her an değişebilir. Bırakın her şeyi zaten en başta da biz değişmiyor muyuz? Sadece zamanın içinde akıp gitmiyoruz, farklılaşıyoruz. Bu durumda en akıllı insan değişime çabuk uyum sağlayandır bence. Ne kadar çabuk uyum sağlarsak o kadar mutlu oluruz gibime geliyor. Geriye dönüp bakarken bile o kadar şey değişiyor ki sonra yakalamak zor olabiliyor. İleriye de bakmayalım sadece an'ın güzelliklerini görmeye çalışalım. Bir de böyle deneyelim :) Ne kaybederiz ki :)

1 Haziran 2018 Cuma



Yılın ikinci yarısına hoşgeldimmmmmm :) Yılın bütün üzüntüsünü ilk yarı da harcadım galiba şimdi içimde bir mutluluk. Kim demiş imkansız var diye, takılı kalmak niye olsun ki.. Bir haziran gecesi, sabahı düşünün mutluluktan uyuyamadığım :) Teşekkür ederim Allah'ım teşekkür ederim, beni duyduğun, içimi rahatlattığın için. Kapanışı güzel yaptık :) Şimdi tamam işte :)

Benden size şarkı --https://www.youtube.com/watch?v=ThufvaUVi1Q

27 Mayıs 2018 Pazar


      Yağmurlu bir güne başladım. Hem de ne yağmur; gök delindi misali. Zar zor uyuduğum gecenin sabahında gök gürültüsüne korkarak uyandım. Bir saat boyunca çok şiddetli yağdı. Ben eminim ki Yalova da olup yağmura uyanmayan yoktur. Gök gürültüsü beni çok korkutur, bir de yalnızsam sorun büyüktür. Bir yandan da şöyle oluyor, gökten bir ses ilahi bir gücün olduğuna kanıt gibi :) Umarım bu sabah kimse için daha da zor geçmemiştir.
Mayıs ayı çok kızgın, sinirli.  Bu kadar şiddetli ve sağanak yağış umarım Yalova da ki pislikleri temizlemeye yetmiştir. Haziran da daha rahat ederiz.

25 Mayıs 2018 Cuma


     Ah James Blunt sen biliyorsun. Sen her şeye şahitsin. O kadar iyi anlıyorsun ki beni her şarkınla bunu bana gösteriyorsun. Mutlulukta sen de mutsuzlukta. Sen her duygunun en içindesin. Şarkıların kaçmaya çalıştığım zaman saklandığım yerdeler, bunalıp gökyüzüne baktığımda kulağımdaki melodiler, kahkaha atarken hep oradalar. En çok da en içimdeki notasın. Sen, şarkılar, tüm melodiler çok güzelsiniz. Benim için en çok You're Beautiful ' sun.. Biz çok güzeliz.

James Blunt - You're Beautiful

Fotoğraf kaynak : https://www.viagogo.com/ph/Concert-Tickets/Rock-and-Pop/James-Blunt-Tickets

21 Mayıs 2018 Pazartesi



      Herkesin bildiği, duyduğu bir söz aynı zamanda da hiç bir zaman işimize gelmeyen söz. Planlar yaparız, rotalar çizeriz, hayaller kurarız. Bazen olur bazen olmaz. Herkes kaderini kendi çizer, en azından ana yol belli olsa da geçeceği sokakları belirler.  İşler istediğimiz gibi giderse ne mutlu. Sıfır sıkıntı. Peki ya planladıklarımızın hiç biri olmazsa? Hayat bize başka şeyler hazırlamışsa. Var mı b planı c planı ya da bırakın planı hazır mıyız her şeye? Dürüst olun HER ŞEYE? Ben son bir kaç ayda anladım ki kendinizi isterseniz en kötüye hazırlayın isterseniz en iyiye, bin tane plan yapın. Yine de hayat şaşırtmaya devam ediyor. Şunu çok iyi biliyorum ki hiç bir şey kalıcı değil. Bu cümleyi kafamın bir köşesine kazımak, iyice anlamak, unutmamak istiyorum. İyi, kötü, ben, biz dahil hiç bir şey kalıcı değil. Bazen de bize yazılan plana uymak gerekiyor. En azından çabuk alışmak. Geceye bir şarkı bırakıyorum. Herkese mutlu geceler diliyorum.

https://www.youtube.com/watch?v=WXyqW9aSkx8

15 Mayıs 2018 Salı




      Mayısın ortasına geldik bile. Sadece bana mı öyle geliyor bilmiyorum da 2018 sanki çok çabuk geçiyor. Bir acelesi varmış gibi. Bu ay da Ramazan olarak çabucak geçecek son hoop yılın ortasındayız. Bu hıza yetişemiyorum. Zamanı durduramayacağıma göre sanırım benim biraz tempo yakalamam gerekiyor. Yılın ikinci yarısı başlamadan, birinci yarı yılı güzel kapatmak lazım. Hedef listesi hazırlandı ✔️ :) Siz de ilk yarıyı bitirmeden biraz toparlanın derim :)

7 Mayıs 2018 Pazartesi



      Bir yerde okumuştum, şans hazırlıkla fırsatın karşılaştığı köşe başıdır. Genelde olumsuz sonuç olunca şansızım denir. Belki de hazırlıklı değiliz. Şans sandığımız şey değildir. Önce bunu bir düşünmek lazım.

      Fırsatın karşılamak mühim. Bence kesinlikle fırsat her insanın karşısına en az bir kere çıkar. Marifet onu fark edip yakalayabilmekte. Düşünseniz ya belki de herkese günde bir kere fırsat geliyordur, öyle bir düzen vardır. Ne güzel olurdu. Şu da güzel olabilir, tam ihtiyacımız olduğunda bir fırsat çıkar ve biz o an olmamız gereken yerdeyizdir.
   
      Cesarette önemli. Şans vardır, fırsat gelmiştir, biz hazırızdır ya cesaret edemezsek? O zaman her şey uçup gider. Cesur olmak gerek. Sadece şans geldiğinde değil, şansa giden yolda da cesur olunmalı.

      Şans, fırsat, hazırlık derken ben bu üçlünün ortasında bir yerlerdeyim. Kendimi hayatımın en önemli  köşe başında hissediyorum. Cesaretle attığım adımlarım, istek ve inançla beni şansla karşılaştırdı. Peki hazır mıyım? Bilmem. Belki de hazır olmak için hazırımdır :) Şuan istediğim tek şey köşeyi döndükten sonra güzel manzaralı bir sokağa çıkmak. En güzel çiçeklerle dolu, tam karşıya baktığımda denizle gökyüzünün birleştiği ufuk çizgisini görmek, derin bir nefes ve kahkahaların inlediği bir sokak; Mucize Sokağı.

27 Nisan 2018 Cuma




      Aslında hepimiz bir döngünün içindeyiz. Herkesin kendine ait bir döngüsü var ve bazen sadece kesiştiğimiz noktalar oluyor. O anı birlikte geçirmemiz gereken kişiler, olaylar vs. Her nasıl oluyorsa o kesişmeleri engellemiyorsunuz, yaşamak zorundasınız. Size mutlaka bir ders vermesi gerek ya da siz karşınızdakine bir şeyler öğretceksinizdir. Kimse kimsenin karşısına boşuna çıkmaz, bir amaç olmalı. Tabi bunu görebilene, anlayabilene. Kesişimler bunun için değil midir zaten? Ayrıca siz iyiyseniz size iyi dönecektir ama yok içinizde hep fesatlık, kötü varsa er ya da geç sizi bulacaktır. Kendi döngümüz dedim ya işte bizden de bize gelecek olan bir şeyler mutlaka vardır. Ben buna inanıyorum.

24 Nisan 2018 Salı



Güven.. Bence en anlamlı kelimelerden biri. Belki de bir çoğumuz için ilk sıradadır. Büyülü bir şey gibi.

Birinin size güvenmesi, sizi daha sorumlu yapar. Sizin birine güvenmeniz, sizi daha cesur yapar. Şu hayatta kendinizden başka yanınızda her daim birinin olduğunu bilmek, bunu hissetmek bile sizi diğer insanlardan ayırır. Diğerlerine göre daha iyi hissedersiniz, daha mutlu olursunuz, daha cesur olursunuz. Hep daha daha.. İşte bu müthiş bir bir şey.

Bir insanın en büyük şansı yanında hep güvendiği birini olmasıdır bence. Ne olursa olsun güvenebileceğin bir kişi, belki de bir kaç kişi.. Sizi seçilmiş insanlardan yapar.

Seçilmiş özel insan olmak kolay mı? Tabi ki de hayır. İnsan bazen kendine bile güvenmiyorken nasıl olur da bir başkasına güvenir. Ya da kendine güven duyulmasını bekler.Bu güzel duyguyu yaşamak ya da yaşatmak bu kadar zor iken bunu nasıl başarırız? Bence birinin size güvenmesini istiyorsanız önce sizin kendinize güvenmeniz gerekir.Gerisi zaten siz istedikten sonra gelir diye düşünüyorum.

Güven öyle bir şey ki biraz güveniyorum diyemezsiniz. Ya güveniyorsunuz ya da güvenmiyorsunuz. Bu kadar basit. Bazen de güveniniz boşa çıkar o çok ayrı mesele. Yanılırsınız yanlış kişiye güvenmişim dersiniz. Bu işte en kötü andır. Yanılmışım dediğinizde başlar tecrübelerinize bir tecrübe daha eklemek. Daha dikkatli, daha korkak yaklaşırsınız insanlara. En az sıyrıkla atlatmak için çabalarsınız.

Bir daha kimseye güvenemem dersiniz.Tekrar baştan almanız gerekir. Her yanılgıda en baştan. Bir süre sonra yorulursunuz. Birine güvenmek istemezsiniz bile. Büyülü duygudan vazgeçersiniz. Tek başınıza devam etmeye karar verirsiniz. İşte o zaman anlarsınız güvenebileceğiniz tek bir kişi vardır, oda sizsinizdir. Bu da sizi şansız insanlar grubuna dahil eder. Bu konuda şansız iseniz en zor hayatı yaşıyorsunuz demektir. Ama ne olursa olsun kendinize güvenmekten vazgeçmeyin.

Ben bu konuda şanslı gruba dahil oluyorum sanırım. Ne olursa olsun yanımda olabilecek bir aileye sahibim. Bu hayatımda ki tek şanslı olduğum konu galiba. Umarım sizinde etrafınızda sonsuz güvenebileceğiniz insanlar vardır. Seçilmiş kişilerden olmanızı diliyorum..

15 Nisan 2018 Pazar



      Yeni arkadaşım Bodrum Papatyası :) Benim için Nisan eşittir bahar. Baharın gelmesiyle etrafta açan çiçeklerin güzelliğine daha fazla dayanamadım odama bir arkadaş daha ekledim. En sevdiğim çiçek papatyadır. Tabi bunların bir sürü çeşidi var. Benim sevdiğim iri olanlar ama adı tam olarak ne bilmiyorum. Bir kaç çiçek arasından papatya ailesinden bodrum papatyasını seçtim.

      Renk skalası bana göre geniş. Beyaz, pembe, mor, eflatun, mavi, sarı, turuncu ve çeşitli renklerde çiçek açabilirmiş.  Güney Ege kıyı kesimleri ve Akdeniz bölgesi kıyı kesimlerinde yetiştirilen bir çiçek türüymüş. Bakalım benim saksımda ne kadar yetişebilecek, rahat edebilecek mi bilmiyorum :)




      Çiçekçinin dediğine göre bu tür genelde bahçe, sokak süslemelerinde çok kullanılıyormuş ve dayanıklı bir tür olduğunu söyledi. Kendi yaptığım araştırmalara göre de güneşi ve ışığı severmiş. Çok sevdiğim bir özelliği de akşam olunca yaprakları hafif kapanıyor, gündüz tamamen açılıyor. Sanki güneşte olan bitene kayıtsız kalamayıp tepki veriyor. Onun içinde günde değişiklikler oluyor. Duyguları hep aynı gibi görünse de çok değişken şeyler yaşıyor. Yaklaşık 1 haftadır birlikteyiz ama bu süre içinde bir çok yaprağı açtı, bazıları kurudu, bazen çok canlı durdu bazen solgun. Kendince bir hayat sürüyor. Çok hoşuma gidiyor :)


      Aldığımda saksının değiştirilmesi gerekiyordu. Saksısını değiştirdim, toprak ekledim. Çok daha güzel oldu. Hemen hemen her gün ona çok güzel olduğunu söylüyorum, canım sıkılınca saksısına sarılıyorum. Ben baya sevdim Bordum Prensesini umarım ilerde daha çok çiçeğim olur  :)

     Odamda camın önünde ona yer açtım ama sanırım sadece güneşin ışığından yararlanabilecek. Bakımına dikkat ediyorum ama ilk deneyimim olduğu için bazı hatalar yapıyor olabilirim. Her türlü tavsiyeye açığım :)




5 Şubat 2018 Pazartesi



     Kendi içsel dünyamı tanıma adına bazen kendime sorular soruyorum. Cevabını en çok merak ettiğim soru; ben ne istiyorum? Evet ben bu hayattan ne istiyorum? Neyi yaparsam iyi ki de bunu yapmışım diyeceğim? Bunu merak ediyorum.Bunu bulduğumda yaşamda bir amacım olacak çünkü. Gün içinde kendime zaman ayırıyorum. Sadece hoşlandığım şeylerle meşgul oluyorum, bazen kişisel gelişim kitapları okuyorum. Kendimi tanımak için çabalıyorum ve farkına vardım ki ben zengin olmak istiyorum.

Benim için zengin olmak, önce sağlıklı olup kimseye muhtaç olmamaktır. En büyük zenginlik zaten budur. Başka nedir diye soracak olursanız. Geçekten sevdiğiniz, yanında mutlu olduğunuz insanlar hala sizinleyse bu da zenginliktir. Onlarla gülüp, onlarla ağlıyorsanız. Onların mutlu ve huzurlu olduklarını görmek paha biçilemez bile. Hayallerinizin peşinde koşuyorsanız bu da bir servet değerindedir. Demek ki hala hayattan bir beklentiniz vardır. Umut ışığınız sönmemiştir. Karanlıkta kalmamışsınızdır. İstediğiniz işi yapıyorsanız bu da hayatın size sunduğu açık çektir. Ya da sizin zorla koparıp aldığınız bir çek. Sonuçta aldıysanız yine de zenginsinizdir.

Peki ya para? Bence bununda çok fazla değeri var. Bu saydıklarımın önünde değil ama hemen sonra ki sırada. Biliyorum para her şey değil ama bir çok şey. Paranız olursa istediğinizi yer, istediğinizi giyersiniz, dilediğiniz evde oturursunuz. Çocuğunuzu güzel okullara gönderirsiniz, bir çok insanın sahip olmadığı imkanları sunarsınız. Durumu kötü olan sevdiklerinize ya da hiç tanımadığınız birine paranın hesabını yapmadan yardım edersiniz. Hayır kurumlarına, gönüllü topluluklara yardım eli uzatabilirsiniz. Bütün bunlar açıkçası beni mutlu eder. Öyle kat trilyonlarım olsun. Yatlarım, katlarım olsun demiyorum, zaten istediğim de bu değil. Benim istediğim bütün bu saydıklarımı rahatça gerçekleştirebilmek. Fazlasını değil, yeterli olacak kadar istiyorum.

Zengin olmak beni mutlu edecek ve ben mutlu ölmek istiyorum. Evet belki bir çok şey istiyor olabilirim ama benim hayattan beklentim bu. Sadece bu.

Çoğu insan hayattan ne istediğini bilmez, sadece yaşamak için yaşar. Bence ne istediğini bilmek, bunu bulmak önemli. Ben bunu yeni fark ettim ya da yeni buldum demeliyim. Kendinizi tanıma konusunda içsel yolculuğunuza çıkın bence size de iyi gelecek. Siz ne istiyorsunuz hayattan?

31 Ocak 2018 Çarşamba



      Beklersen olmaz.. Bir şeyi çok isteriz, hep olmasını dileriz ama olmaz. Mesela sevdiğimiz birinden bir mesaj, belkide bir çağrı ya da bir buluşma teklifi bekleriz ama gelmez. Bir mucize bekleriz bütün sabrımızla bekleriz ama olmaz. Ne zaman beklemekten vazgeçeriz işte o zaman dilediğimiz her şey birden oluverir. Beklediğimiz bir mesaj olur hatta belki de ansızın bir karşılaşma belki de büyük bir mucize gerçekleşir. Bütün umutsuzluğumuzun içinde birden mutlu oluveriririz. Ya da geç midir. Beklediğimiz anda mı gelmesi bizi daha mutlu eder yoksa beklenmedik anda gelen mutluluk mu. Doğru zaman hangisidir bilinmez..
Geç mi kalınmıştır? Bazen o an olsaydı her şey bambaşka olurdu deriz. Şimdi olması bişey ifade etmez. Çünkü artık anlamını yitirmiştir. Ansızın olan mutlu etmez. Sadece geç kalınmıştır.
Tam zamanı mıdır yoksa? Beklediğimize değmiştir. İyi ki deriz. İyi ki şimdi! Daha fazla anlam kazanmıştır belkide. Ansızın gelen mutluluk bizi daha fazla sevindirmiştir.
Anı mı yaşamak gerekir yoksa? Bence işte tam burada kader devreye girer. Bizim neyi ne zaman istediğimiz önemli değildir. Olacağı varsa olur. Aslında bu kadar basit olacağı varsa olur! Acaba biz mi fazla şey istiyoruz hayattan bilinmez.
Hakettiğimizi düşünerek hep isteriz bir şeyler, hep bekleriz istediklerimiz olsun diye. Hakettiğimize kendi kendimize karar veririz. Çoğu zamanda kararımız hakkımız olduğundan yanadır. Bu ne kadar doğrudur o da bilinmez..
Bütün bu bilinmezliklere rağmen yinede bekleriz. İçten içe er yada geç olsun deriz. Geç kalınmışlıklara rağmen yinede olsun isteriz; bi kere bekledik ya. Kendimizi kaderin kollarına bırakırız. Akışına bırakır biraz rahatlarız. Aslında beklediğimiz doğru zaman, doğru yer, doğru kişi, doğrulardır. Peki doğru nedir? Bizim için en doğrusu nedir? Bu da yaşamadan bilinmez ki..

21 Ocak 2018 Pazar


      Bence kesinlikle sevmek en zoru. Birini her şeyiyle kabul edip, ne olursa olsun hala sevebilmeyi sürdürmek zor. Asıl mesele birini sevmeyi devam ettirebilmek. Vazgeçmek dediğin nedir ki? İnsanlar bazen der işte birini unutmak zor, vazgeçmek zor. Acı çekersin evet ama zaman o zaman var ya sana her şeyi unutturur. Senin fazladan bir şey yapmana gerek bile kalmadan. Bir bakmışsın hayat devam ediyor zaman geçiyor ve eskisi kadar canın yanmıyor. Bu geç olabilir evet; hiç bir zaman unutamazsın izi kalır ama o iz bir gün elbet kabuk bağlar. Ölümün bile acısını azaltan zaman bunu mu yok edemeyecek.

      Unutmak mı zor hatırlamak mı? Tabi ki de hatırlamak. Bence hiç bir elde tutulur anı yokken hafızandan silinip gidecek diye kafanın içinde tekrar tekrar yaşamak zor. Yenileri eklendikçe korkarsın onlar silinip gidecek bir gün unutacağım diye. En ufak bir ayrıntıyı kaçırmaktan korkar insan. Unutmak niye zor olsun ki. Aklının köşesinde kalan bir şeyi kurcalamadıkca o seni rahatsız etmez. Zaten o orada. Silinmeyecek gibiyse niye telaşa kapılayım. Asıl hatırlamak istediğimde hatırlamayacak kadar geride kalırsa. Bazen unutmaktan korkarsın adını bile hatırlayamadığın gün gelecek. Bir gün her şey silinip gittiğinde geri dönüşü olmayacak.

      Peki ben hayatımın hangi evresindeyim? Ben bu sefer zoru seçmeyeceğim. Bir kere de ben kolaya kaçayım. Zoru zorlamaktansa bir sefer de kolayın rahatlığı gelsin. Vazgeçtim. Çok basit bunu söyleyince hiç bir şey düşünmenize gerek yok, söylemenize gerek yok. Hani derler ya insan vazgeçince çabalamazmış, konuşmuyorsa vazgeçmiştir. Bilen bilir her şeyin bir geri dönüşü vardır ama vazgeçmenin geri dönüşü yoktur. Çünkü artık hevesin kalmamıştır. Bence vazgeçilen düşünsün dursun ne kaybettim, gelecekte ne olur ne biter diye. Bir kere de benim kafam rahat olsun.

      Son paragraf tavsiye paragrafı olsun :) Zoru her zaman zorlayın ama yorulduysanız da vazgeçin gitsin. Kimse sizden önemli değildir.


13 Ocak 2018 Cumartesi


      Bazıları vardır. Hayatınızın bir evresinde girmiştir. Belki de aklınızın bile ermediği bir dönemde girmiştir. Öyle bir yerdedir ki sizin için. Yıllarca yüzünü bile görmemişsinizdir. Yüzünü bile zor anımsarken, sesini hatırlamazsınız bile. Nasıl biri olmuştur, neler yapar hiç bilmezsiniz bile. Aslında artık onu tanımıyorsunuzdur. Sadece eski bir tanıdıktır ama nedense etrafınızda sizi tanıyan bir sürü insan varken bile kimseye söyleyemediğiniz, kendinizin bile unutmak istediği bir an'ı bir mesajla bile söyletebiliyorsa. Kalbinize yumuşacık dokunabiliyorsa nasıl olur da tanımıyorum dersiniz ki? O sizi tanıyordur. En az bir kere tanışmışsınızdır.
Belki de çıtanın bu kadar yüksekte olması geçmişte edindiğim çevreden kaynaklıdır. Acımasız olmayan, iyi insanların olduğu dostluklar bambaşkadır. Aradan ne kadar zaman geçerse geçsin. Şimdi nerede olursan ol, ne yaparsan yap. Bazen sadece tek bir söz bile seni alır bu dünyadan başka yerlere götürür. Bazılarını tanıdığınıza hiç pişman olmazsınız. Keşkelerin olduğu bu dünyada İyi ki'msin yeşil kapşonlu çocuk. İyi ki varsın.

6 Ocak 2018 Cumartesi



      İnsan neyi çok isterse o onun sınavı olurmuş ve neyi çok istersen olmaz derler. Doğru demişler. Çok istersen olmaz, kapılırsan olmaz, birine anlatırsan olmaz. Niye? Niyesi yok olmaz işte. Bazen ne yaparsan yap oldurtamazsın.

Çok istediğinizi belli etmemek için başta istemiyormuş gibi yaparsınız. Ben öyle yapıyorum da oradan biliyorum. Ama işin sonunda elinizde değil ki kapılıp gidiyorsunuz. Önce güzel bir süreç sonrası bir hiç. Her konuda bu böyledir bence.

Hiç bir şeyi çok isteyecek kadar sevmeyin. Hayatınızın merkezine hiç bir şeyi almayın. Ne bir kişi, ne bir olay ne de bir tutku. Yoksa çok sınanırsınız. Bir sınavı geçseniz hep bir sonra ki sınav gelir sizi bulur. Hep daha zor hep. Sizi vazgeçirmek için çabalarcasına. Düzen bu. Kaderin tersi bir şeyi istersen onu senden zorla alır. Hep de kazanır.

Hiç bir şeyi kaybetmekten korkacak kadar sevmeyin. İlla da bir şeyi sevecekseniz kendinizi sevin, çiçeği, böceği sevin. Yok ben yapamam illa da seveceğim diyorsanız sevin ama ilk vazgeçen siz olun. Tadında bırakın.

Siz eğer kaderinizde olmayan bir şeyi isterseniz, kaybedersiniz. Akışa direnmeyi bırakıp oluruna bırakırsanız belki şans size güler. Daha kolay yaşarsınız. Bunu da kim tercih eder bilemem. İnsanoğlu hep zoru ister, olmayını oldurtmaya çalışır illa da dener. İnsan en çok kendini rahat bırakmaz. Kalbiyle aklı arasında gider gelir. Bu git gel insanı deli eder. İkisi aynı şeyi neden düşünmez ki. Kalp de akıl da aynı vücutta ise bilmez mi en çok hangisini ister bu insan. Belli ki onlarda bilemiyor.

Hayatın kendisi başlı başına bir sınav. Belli ki birini geçsen de kalsan da hep daha zoru seni bulacak. Bu hayat bize zorla doğruyu öğretecek ama benim gibi tembel öğrencilere kaç sınav daha lazım bilmem. Siz en iyisi çalışkan öğrenci olun :)




24 Aralık 2017 Pazar

      Bu sene ilk defa ajanda kullanmaya karar vermiştim. Kendimce daha düzenli bir yaşam oluşturmayı planlıyordum. Aslında bakarsanız bundan kimseye bahsetmemiştim ama tesadüfen geçen hafta ailemden bir kargo geldi. Bana yeni yıl hediyesi olarak ajanda almışlar. İnanın tam da istediğim gibi. 2017 i ilk yarsında beni ne kadar mutlu ettiyse ikinci yarısında da bir o kadar acı çektirdi, çektiriyor. 2018 ten sadece mutluluk ve huzur istiyorum. Bu ajandanın adı "mutluluk ajandası". Hediye paketini açtığımda çok mutlu oldum. Beni seven, düşünen insanların olması çok güzel bir duygu. Fark ettim ki ben kendimi üzerek sadece kendimi üzmüş olmuyorum, beni sevenleri de üzüyorum. 2017 de hatalarım oldu, yanlış anlaşılmalar oldu, sevdiklerimi kaybettim, okul hayatım iyi gitmedi, hayallerimden uzaklaştım. Bütün bunları geçmişte bırakarak kendime güzel bir yıl tasarlamak istiyorum. Her neyse hediyeye gelelim :) Biraz ajandam dan bahsetmek istiyorum belki ajanda arayan arkadaşlara fikir olur. Çünkü ben bu hediye gelmeden önce baya araştırmıştım hangi ajandayı alsam diye. İnternet üzerinden satış yapan siteler de bazen iç fotoğrafları olmuyor. Bu yüzden kendim aradığım bir şeyi de kendi sayfam da paylaşmak istedim.



       Mutluluk ajandası bize iyi yıllar dilemiyor, Mutlu bir yıl geçirmek biraz da bizim elimizde diyor. Bunu duymak bile insanı motive ediyor. 
      Başlangıçları seven biri olarak yeni yıl benim için büyük bir başlangıç olacak gibi görünüyor :)


      Ajandanın ilk kısmı bu şekilde motive edici sözlerle geçiyor. Bu yılı aylara bölerek ve onları da günlere bölerek tasarlamışlar. Her gün yapmanız gerek 3 egzersiz sembolü var. İlk ikisi bütün yıl için ortak ve tekrarlanabilir şekilde. Üçüncüsü ise o aya ait bir ay boyunca yapılması gereken diye ayrılıyor. Sembollerin anlamlarını ajandanın giriş kısmından bulabiliyoruz. Diğeri de ayın ilk sayfasında açıklanıyor. Egzersiz deyince korkmayın sadece basit ama güzel egzersizler. Sadece zaten yaptığımız ama bazen unuttuğumuz şeyleri hatırlatıyor.



      Ayrıca da sayfanın alt kısmında o gününüz nasıl geçti gibi bir küçük anket var. Her gün için de güzel bir söz bizi karşılıyor. İçine ne yazmak istediğiniz size kalmış.

      Tabi bu sadece bir örnek. Bir çok çeşit ajanda var, haftalık düzenlenmiş, günlük, planlayıcı ya da sadece not tutmak için. Seçim size kalmış. Yeni yılda belki birine hediye almak isterseniz ajanda güzel olabilir. 2018 mutluluğu hak eden herkese verir umarım. Mutlu yıllar :)