Sosyal seçmeli dersim olan fotoğrafın ödevini bugün teslim ettim. Bu dersle fotoğrafa bakış açım değişti. Normalde ben sadece güzel olanı çekiyordum ama bir sürü teknik var; fotoğrafı ifade etmek, anlatmak gibi. Aslında mantıklı olanda bu zaten nasıl ki yazdığımız yazıyı başkası anlamadıktan sonra bir anlamı yoksa fotoğrafta öyle. Hala bu konuda iddialı değilim ama sizinle de paylaşmak istedim. Amatör fotoğraf çekimlerim Öğr. Gör. H. Alp Uludere hocamdan övgü aldı. Notluk sistemde henüz karşılığı yok :)
(Fotoğraf 1 "Betimsel Fotoğraf / Vurgu")
Yağan yağmurun her damlası aynı büyüklükte olsa bile yere düştüğü anda aynı boyutta kalmaz. Aynı suya ait bu damlalar her yere farklı şekillerde düşerler. Tıpkı bizimde kalbimizde olan sevginin tüm insanları aynı derecede sevmememiz gibi.
(Fotoğraf 2 “Açıklayıcı Fotoğraf / Uyum”)
Masallarda imkansız yoktur. Zaten imkansız olsa masal olmaz. Masalda sadece hayal edersiniz ve o olur. Tamamen kurgudur. Evinizin bir şato olabilir, arabanız balkabağı, elbisenizin pelerini 10 metre bile olabilir. Peki bu söylediklerim gerçekte de olur desem inanır mısınız? Bir şehir düşünün kendinizi masalda hissettiğiniz. Anadolu'nun en içindesiniz ama deniziniz var, şelale oluşabilecek bir doğa olayı yok ama şelaleye sahipsiniz, eğer sahiplenirseniz bir şatonuz var, size ait kayıklar. İsterseniz şehri bir sandalla gezebilirsiniz ya da kendinizi birden gökyüzünün anlatıldığı bir uzay evinde de bulabilirsiniz. Sadece düşünün. Canınız istediğinde bir masalın içindesiniz ya da küçük bir Venedik turunda belki de istiklal caddesindesiniz ya da küçük, dar sokakların içinde köy misali bir yerdesiniz. Siz sadece hayal edin çünkü Eskişehir'de imkansız diye bir şey yoktur. Orada kendi masalınızın kahramanı olabilirsiniz.
(Fotoğraf 3 “Yorumsal Fotoğraf / Zıtlık”)
Bir fotoğraf size kaç farklı şey düşündürebilir? Aynı fotoğrafa defalarca kez baksanız hep aynı mı düşünürsünüz? Ben çoğu zaman aynısını düşünmüyorum. Gördüğünüz şey aşkı anlatan şehirde yalnızlık teması. Eğer siz yalnızsanız insana odaklanırsınız, değilseniz ise heykele odaklanırsınız. Arkada duran denizle gökyüzünün birleştiğini ne zaman fark edersiniz? Orada ki sonsuzluk sizi düşündürür. Yalnızlığım mı sonsuz, aşkım mı? İnsanlar yalnız doğarlar, yalnız ölürler ama yalnız yaşamazlar. Eğer bir şey sonsuz olacaksa aşkın her hali olmalı.
(Fotoğraf 4 “Etik Açıdan Değerlendirici Fotoğraf / Hareket-Birlik”)
Bazen sadece bir ağaç olmak istersin. Bütün olan güzelliklere bir de tepeden bakmak ne hoş olmalı. Sonsuzluğun kıyısında, gökyüzünün en güzel ev sahiplerine, misafirlik eden bir insanın mutluluğuna şahit olmak. Bu kadar kötülüğe sahipken, gökyüzünün sahipleri bizi hala terk etmiyorsa belki de güzel insanların hatırınadır.
(Fotoğraf 5 “Kuramsal Fotoğraf / Hareket”)
Fotoğraf sizin için teknik midir duygu mudur? Doğanın mucizesi olan bu fotoğraf size fizik kurallarıyla mı görünür yoksa bir su damlasının var olmak için dalı seçmesini mi? Gerçek olan şu ki o damla yere er ya da geç damlayacak. Belki de bu an kaderin yansımasıdır. Siz karar veremezsiniz yere düşmeniz gerekiyorsa yere düşeceksiniz.
(Fotoğraf 6 “Estetik Açıdan Değerlendirici Fotoğraf / Hareket-Uyum”)
Dalgalar kadar delice, Kız Kulesi kadar güzel, kuş kadar özgür ve gökyüzü kadar sonsuz olmak isterdim.